• Aziz Mahmut Hüdayi Mah. Gülfem Sk. No 22 Üsküdar / İSTANBUL
  • (0216) 532 00 42
  • [email protected]

Ellerime ve Başıma Değil, Kalbime Dokundular!

 Genç Gönüllüler olarak çeşitli sosyal faaliyetlerde ve hizmetlerde bulunmak üzere beş gündür Gana’dayız. GENÇ’in önümüze koyduğu ufkun; Dünya Bizi Bekliyor! sözünün arkasında durmaya çalışıyoruz gücümüz yettiğince.

 
Burası farklı bir ülke, tüm kirliliği, fakirliğine karşı güler yüzlü insanları var. Eğer kafanızda beyaz bir takke var ise o zaman güler yüz kendini gülen gözlere bırakıyor. Sizi yıllardır bekleyen bu gözler bir anda ışıl ışıl parıldamaya başlıyor.
 
Bugün Gana’da beşinci günüm, dört gün önce başkent Accra’daydım. Hüdayi Vakfı burada çok güzel işlere imza atmış. Birçok yardım faaliyetinde bulunuyor.
 
Kafamın Üstünde Onlarca Minik El
 
Acraa’da bulunduğum süre içerisinde Kumassi’de çok güzel vakitler geçirdim. En güzel ve ömür boyu unutamayacağım bir hatıram şöyle: Acraa’da bulunduğumuz otelin civarında gezerken öğle namazını kılmak için bir camiye girdik. Caminin avlusunda derslik odalar bulunuyordu. Çocuklar orada Kur’an öğreniyorlar. Bahçeye geçtiğimde etrafımı sardılar, fotoğraflarını çektim. Sonra eğildim, işte onlarla aynı boydaydım. Bir baktım ki saçlarıma, ellerime dokunuyorlar. Ellerimin içersinde başımın üstünde onlarca minnacık el vardı. Başımda ve elimde, ellerini dolaştırıyorlar, beni tanımaya çalışıyorlardı. Ben de onlar gibi ellerimi saçlarında, ellerinde gezdirdim. Ben onlara, onlar bana yabancıydı. İçimde büyük bir burukluk vardı. Neden bu kadar yabancı kaldık diye. Hiç ayrılmak istemesem de ayrılmak, otele doğru yola koyulmak zorundaydım. Çocuklarla ve onları çok zor şartlarda eğiten hocalarıyla vedalaştıktan sonra oradan ayrıldık.
 
Ermina Kalesi Hâlâ Ağlıyor
 
Ertesi günler Ermina Kalesi, yağmur ormanları, üniversite gezileri, şehir turları birbirini izledi. Ermina Kalesi ilk köle ticaretini başladığı ve kölelerinin acımasız bir şekilde işkence yapıldığı yer. Duvarlar bu işkencenin kanıtı gibi. Kaleden dışarıyı izlerken bir kölenin özgürlüğe olan hasreti gibi izliyorsunuz. Büyük işkenceler yapılmış bu kalede. Aradan uzun yıllar geçse de işkence odalarında çığlıkları duyuluyor gibi.
 
Bugün ise Gana’nın ikinci büyük şehri Kumasssi’deyim. Yarın yeni yapılacak bir anaokulu için arkadaşlarımla tuğla taşıyacak, duvar öreceğiz. Bu yüzden çok mutluyum. Hep hayallerimde bir köy okulunu baştan yapmak vardı. Nasibim Gana’nın bir ücra köyündeymiş.
 
Bize Dua Edin
 
Ben ve Hamit, gruptan ayrı en uzak köye gidecekmişiz. Arkadaşlar beni korkutmaya çalışıyorlar: “Aman ha dikkatli olun size ulaşımımız zor olacak. Olur da acil bir durum olursa hemen irtibata geçmeye çalışın.” Biraz tedirgin değilim desem yalan olmaz.
 
Ama şikayetçi de değilim sonuçta ben istedim Gana’ya gelmeyi. Zaten savaş fotoğrafçısı olmak isteyen biriyim, bu durumlara ve daha fazlasına alışkın olmam lazım ve daha yapacak çok işim var. Açılacak çok kütüphane, ziyaret edilecek çok huzurevi, çocuk yuvası, daha çekecek çok fotoğraf var. Hepsinden de önemlisi bana hayatı bir oyun gibi yaşatan babamın ellerini ve saçını devamlı okşamak var. Bize dua edin. Bana ve Hamit’e daha fazla edin. :) Allaha emanet olun.