• Aziz Mahmut Hüdayi Mah. Gülfem Sk. No 22 Üsküdar / İSTANBUL
  • (0216) 532 00 42
  • [email protected]

Genç Gönüllü Kalpler

 Genç Gönüllü Kızlar olarak yeni döneme 6 Ekim’de düzenlediğimiz tanışma kahvaltısıyla başladık. Benim gibi yeni yüzler, yeni hedefler ve yeni umutlarla birlikte ya “BİSMİLLAH” dedik. Sabaha gönüllü hanımların hazırlamış olduğu o bereketli kahvaltıyla başladık. İçinde bir evren dolusu gönüller, bir dünya miktarı kadar sevgi ve bol bol samimiyet vardı. Çok şükür bize de nasiplenmek düştü. Ayşe Yazıcılar’ın “Selam” sözcükleriyle tanışma faslına girdik. Her birimiz ayrı memleketlerden, ayrı okullardan geldik ama aynı “derdi” paylaşmak için toplanmıştık.

 
Ardından geçmiş dönemin analizi yapıldı ve sonra, yeni hedefler konuşuldu. “Bilinçli Müslüman” kavramının üstünde durup, bakmanın değil görebilmenin farkına vardık. Tadına doyulmaz KUR’AN tilavetiyle ruhumuzu dinlendirdik. Bir Müslüman’ın derdiyle dertlenmeyi kendimize hedef seçip bu doğrultuda yolumuza devam ettik.
 
Küçük bir taş atıldı suyumuza, biz de büyüdük ve kocaman bir halka olduk. Biri bizi rahatsız etmeye geldi, biz de dertlendik dertlilerle. Sonra gönül bağı hâsıl oldu yüreklerimize, ardından titredik tek bir nefeste… Tuğba Gülyeşil kardeşimizin ney dinletisiyle kendi iç dünyamıza yolculuğa çıktık. Ve anladık ki biz; “Ham’dık ama hep Hamd edendik.”
 
Yine genç hanımların emeği olan o minik kalpli kurabiyeler yüzümüzü en çok gülümseten ikramlardandı. İlk başta kurabiyeleri görünce şöyle düşündüm; “biz bunları yemeye nasıl kıyarız.” Bizler için hazırlanmış olan bu kurabiyelerden bir tane de arkadaşıma vermek ve ben de onun yüzünü gülümsetmek için almıştım. Ertesi gün arkadaşımla buluştuğumda ortaya kurabiyeleri çıkardım. Ama önce camiye gitmeye karar verdik. Sonra caminin avlusunda iki erkek çocuğuna rastladık. Onlarla konuşmaya başladık ama gönül dilimizle, çünkü onlar Türkçe bilmiyordu, çünkü onlar Suriye zulmünden kaçan iki küçük çocuktu. Az buçuk bildiğimiz Arapçayla konuşmaya başladık. Birinin adı Ahmet diğerininki Muhammed. İstanbul’a iki gün önce geldiklerini ve parkta yaşadıklarını söylediler. Bu küçücük kalpler o kadar doluydu ki her şeye rağmen mutlu olabilmeyi gösterdiler bizlere. Ama kırgınlıkları da bir o kadar aşikardı.
 
 
Biz sohbetimize devam ederken aklıma o minik kalpli kurabiyeler geldi. Bu kurabiyeleri onlara verince aklımdan geçen ilk şey, orada defalarca dile getirdiğimiz “samimiyet” mesajının yerine ulaşmasıydı. “Nasip” kavramının ne anlama geldiğini o an daha iyi anladım. Dedik ya “SAMİMİYET” diye. Bize bu hakikati tavsiye eden tüm Genç Gönüllü öncülerine teşekkür ederiz.
 
Genç Gönüllüler olarak bu gönül bağımıza sizleri de bekleriz…